Friday, August 18, 2006

Elma şekeri gibidir aşk, elinde sapı kalır

Türkan Şoray

Uğur Yücel'le 'Hayatımın Kadını' ve kendi yönettiği 'Aşk' isimli iki film projesiyle gelecek sezon hayranlarının karşısına çıkacak olan Türkan Şoray, duygularını açık açık anlattı: Aşık olacağım kişinin buna değip değmeyeceğine ince eleyip sık dokuduktan sonra karar veririm
'Selvi Boylum Al Yazmalım', 'Dila Hanım', 'Mine' ve 'Ada' gibi unutulmayan aşk filmleri dahil 46 yıldır başrol aldığı 200'ü aşkın filmle bu alanda bir dünya rekortmeni olan Türkan Şoray; Uğur Yücel ile 'Hayatımın Kadını' isimli sinema filminin çekimlerini tamamlamak üzere... Sanatçı, önümüzdeki günlerde de hem yönetmenliğini hem de başrol oyunculuğunu üstleneceği yeni bir filmin çekimlerine başlayacak. Bu filmin adı ise 'Aşk'. Yaşadığını sette hisseden Şoray, bugünlerde 'Aşk'ın oyuncu kadrosu üzerinde çalışıyor. Sultan sinemada aşkı dolu dizgin yaşarken acaba gerçek hayatında uzun süredir neden aşksız?

RADİKAL BİR KARAR
Bu sorunun üzerine gelişen röportajımızda; sanatçı aşk defterinin kendisi için kapandığını söylese de, aşkı sevmeyi ve sevilmeyi özlediğini dile getirirken yeni bir aşka gönül kapılarını açabileceğinin sinyallerini veriyor.

* Daha ne kadar aşksız yaşayacaksınız? Ben o defteri çoktan kapattım.

* Kapattım demekle kapanır mı aşk defteri? Elbette kapanır. Önemli olan radikal kararlar almak. Ben de o radikal kararı aldım. Çok genç yaşlardayken benim de hayatımın önceliğinde aşk yer alıyordu. Yıllar geçtikçe, hayatımdaki önceliklerin adı da değişti. Sorumluluk artınca, hayatımı yalnızca kendime ayırmamaya başladım. Duygular konusunda gözü kara olma dönemi kapandı. Daha garantici bir yaşam sürme gereksinimi duymaya başladım. Aşık olacağım; kalbimi, ruhumu, zamanımı ve enerjimi vereceğim kişinin buna değip değmeyeceğini uzun uzun düşünecek, ince eleyip sık dokuduktan sonra karar verecek yaştayım.

* Aşk zaman ve mekan tanımaz derler... Belki de bu söyleyiş insanların dileklerinden ortaya çıkmıştır. Belki de hayallerimizin en yüksek yerlerinde yaşattığımız, olmasını istediğimiz bir dilektir bu. Açıkçası aşkın olası acısını yaşamayı ve aşka ayrılacak zamanı yitirmeyi göze alamıyorum.

* Aşk sizce en çok neye benziyor? Aklıma elma şekeri geliyor. Önce tatlı tatlı, bir hevesle yiyorsun. Ardından yalnızca elmanın tadı geliyor insanın ağzına. Sonra bir bakıyorsun elinde minik tahta bir sap. İşte hepsi bu. Aşkı bazen de saksıda yetişen acı arnavut biberine benzetirim. Hem ağzının yanmasından korkarsın hem de ucundan ucundan illaki dilini değdirmek istersin. Aşkı güzel yapan da bu duygulardır işte.

MEHMET ÇALIŞKAN - MAGAZİN